+13 yazıdır
"İşte herkesin konuştuğu o yazı" adlı yazıma hoşgeldin. Aslında henüz yazı çıkmadan yazıyı kim nasıl konuşuyor bilmiyorum ama öyle başlık atılır, biz öyle gördük. O yüzden geleneği bozmayaraktan ilgimizi de çektiğimize göre yazıya başlayabiliriz.
Eminem hakkında yazmak da istiyordum ancak hoşuma gitmeyen bazı şeyler var. Öncelikle ben hikayeci değilim, bazı şeyler anlatıyorsam bu örnekleme yoluyla basitleştirerek sonuca götürmek istediğimdendir. Yoksa click edebiyatı yapmıyorum, zaten adsense'im de yok, olmayacak da. Sadece ünlüleri önplana almak da saçmalık olurdu. Bunu yapanlar da ne kadar cahil oldukları anlaşılır şekilde yapıyorlar. Kimseyi yermek değil amacım ne görüyorsam onu söylüyorum.
İşte ben şahısları açıklamak için olguları kullanmıyorum, olguları açıklamak için şahısları kullanıyorum. Akıl kontrolü anlatmak için köleleri anlatmak gerek. Tanık göstermek gerek. Bunu bu yüzden yapıyorum. Sırayla hayran gruplarını tatmin etmek için değil ama eğer Stanlerden bir Stan oturup Eminem için ağlamak istiyorsa ağlasın.
Hani biz de insanız üzülüyoruz anlıyorum da bence Eminem gibi en azından hayatında güzel hisler tatmış, baba olmuş, dünyayı öyle veya böyle gezmiş ve oldukça yüklü miktarda para sahibi olabilmiş bir insan için işler tamamen de berbat değil. İşler kimin için tamamen berbat onu da söyleyeyim mi?
Mesela akıl kontrolünün ilk sistematikleştirilmeye çalışıldığı dönemde Almanya'da Mengele'nin üzerinde deney yaptığı çocuklar için berbattı. Onlar daha çocuktu ve dünya hakkında en ufak bir fikirleri bile olamadan büyük büyük insanlar tarafından postal seslerinin arasında işkence gördüler, ömürlerini bilekleri soğuğa hapsedilmiş olarak dört duvar hatta domates kasası gibi ranzalarda (ranza olan lüks kamplardalarsa şayet) geçirdiler. Obezlikten insanlar kendilerini kurbağa balığı gibi şişirirken onlar aç yatıyorlardı. İşte karşılığında en azından para ve şöhret gibi kolaylıklara sahip olamayan köleler günümüzde bunlara sahip olan kölelerden çok daha kötü durumdalardı.
O yüzden eğer birine üzülecekseniz çocuklara üzülün.
Akıl kontrolünde herkesin az çok bildiği bir yöntem olan hipnoz ile başlıyor The Monster klibi. Birini hipnotize etmek için önce bilince hitap edersin. Görsel, işitsel vs. materyaller kullanarak bilince hitap edersin ki onu pasifize edip bilinçaltını yüzüstüne çıkarasın. En bilindik örnekleri suyun şıp şıp damlama sesi ve köstekli saat tik-tak sesidir. Bunlar doğru gerçekten de kullanılabilir. Klipte de metronom ve misket sarkaç ile tik-tak sesi oluşturulmuş. Bu düzenli ritim tutan aletler insanın bilincini farklı bir evreye getirir. Böyle uykuda olmayıp uykuya benzer bir moda girersin.
Yani hipnoz süreci, akıl kontrolü başladı.
Ardından kalp atışını gösteren bu cihaz kadraja giriyor. Köle makinalara bağlanmış, programa girmeye hazır.
Programcı gelip düğmeye basıyor ve programı resmen başlatıyor. Geri sayım ile video başlıyor. Hipnozda da geri sayım deneğin hipnoza girmesi için kullanılır.
Geri sayımda hızlıca bu görüntü geçiyor. Eminem Şov başlıyor yani oluşturulan Eminem karakterini göreceğiz şimdi.
Televizyondaki görüntüler onun bilinçaltına kazınan olgu ve imgeler. Önce "şiddet" olgusu, olguyu destekleyen görüntülerle ona gösteriliyor. Ona öğretiliyor.
Sonra "aile" ve "delilik" olguları ona öğretiliyor. Aslında bu görüntüler Eminem'in eski kliplerinden. Mesela 8 Mil yazısı Lose Yourself klibinden ki onunla ünlü olmuştu ve 8 Mil yine filminin adı. Yani burada gerçekten de Eminem'in oluşturulan karakterindeki olgular, anahtar kelime ve kavramları görüyoruz. Marshall Mathers değil, oluşturulan Eminem'in.
Burada ufak bir açıklama da yapmak istiyorum. Tamam şiddet ve delilik insanı köleliğe ve yıkıma götürücü cinsten ama aileyle alakası ne? Eminem'in My Darling şarkısında konuştuğu ruh ona diyor ki "Anneni hatırlasana, sana yaptıkları ve tüm o evlatlık edinenler". Yani yaşadıklarını Eminem kaldırabilecek güçte olsa bile o ona kendini kötü hissettiriyor. Bir tür vesvese yani, onu karamsarlığa meylettiriyor böylece kaderine isyan ederse zaten "delilik ve şiddet" daha cazip gelmeye başlayacak.
Eminem de gözlerini ayırmadan videoyu izliyor.
Rihanna da programcı(handler) rolünü oynuyor. Eminem'i gözlemliyor ve notlar tutuyor işte klasik.
Kamera da onu sürekli kaydediyor. Zaten televizyonun solunda kurulmuş bir ayaklı kamera da var.
Eminem'in izlendiği kameradan görüntü. Aynı zamanda da tek göz sembolizmi.
Kamera da onu sürekli kaydediyor. Zaten televizyonun solunda kurulmuş bir ayaklı kamera da var.
Eminem'in izlendiği kameradan görüntü. Aynı zamanda da tek göz sembolizmi.
Eminem karakterine yüklenen olgulardan birisi de "ölüm". Bütün kölelere zaten sırayla bu olgular nakşedilir.
Rihanna çok cool bir şekilde işini yapıyor. Gerçekte Eminem'in programcısıdır diyemeyiz, hani böyle kim kimin programcısı, efendisi bulmaya çalışmak gibi bir furya da var ya. Boşuna deneme genellikle bulamazsın. Zaten Eminem ünlü olduğunda Rihanna 11 yaşındaydı nereye akıl kontrolü yapacaktı? Klipte canlandırma yapılıyor sadece. Akıl kontrolü de o sahne çekilirken gerçekten yapılmıyor zaten.
Ve tabii ki "şöhret" olgusu. Elton John'la konserinden bir görüntü ve sürekli imza ve fotoğraf istemelerinden sıkılmak gibi bazı görüntüler de var. Sürekli poz vermek sıkıcı olabilir bunu anlarım. Neden imza atmaktan sıkılır ki bir insan bunu da hiç anlamam. Neyse büyük konuşayım da başıma gelsin, ünlü olayım. Belki yakında başbakanlığa adaylığımı falan da koyarım. Mevcut seçeneklerde pek iş yok çünkü. Mecliste akıl kontrolü uygulayıp herkesi iyi olmaya zorlardım. Ah ufak çılgın hayaller...
İşte sonra şöhretin baskısı aklına gelmiş olacak ki yutkunuyor.
(Film başlarken önemli oyuncuların isimlerini yazdıkları gibi yazayım da dikkat çeksin.)
Bu bağımlılık kısmından sonra Eminem gözlerini kapatıyor. Programlardaki ilaç ve uyuşturucu kullanımına atıf olsun diye belki bilerek sona bırakmışlardır. LSD en çok seçilendir çünkü psişedelik bir halüsinojendir. Sadece seni yükseklere çıkarmaz, sana hayaller olmayan şeyler gösterir. Kimisi en çok korktuğu şeyleri görür LSD aldığında. Program için çok uygun. Gerçekte olanları da hayal zannettirebileceği için ise muhteşem.
Sonra tik-taklar yeniden kendini gösteriyor ve bu da Eminem'in gözünü kapatmasıyla birleşince hipnoza girdiğini gösteriyor. Şimdi Eminem'in bilinçaltındaki yansımaya gireceğiz. Yani Eminem'in aklını göreceğiz diyelim de anlaşılsın.
Tabii programcı da bu sürece direkt etki ediyor. Sadece yazı yazmakla betimlemişler ama olsun. Biz anladık.
Eminem uyanıyor işte şimdi göreceğiz. Kalkıyor ve kafes kapanıyor. Aklından dışarı çıkamaz o yüzden bir müddet mapus kalacak. Mapusta duvar olsaydım, olsaydım. Bu arada bu aklının içindeki asansör sahnesi Inception'daki sahnenin aynısı.
İşte bunlar hep akıl kontrolü.
İşte bunlar hep akıl kontrolü.
Sonra etrafına bakıyor ve programcı ile odada oturduklarını görüyor. Hipnoz halinde.
Tekrar aynı görüntüler giriyor anlıyoruz ki hepsini tek tek yaşayacak.
Aynı zamanda bulunduğu yerden çıkmak için sağa sola bakıp yer arıyor ancak yok.
Asansörün içinde ve kapı açılsın diye butonlara basıyor ama hiçbir şey olmuyor.
Bakınca My Name Is klibini görüyor. Şarkıda bu sahnede diyor ki,
Fame made me a balloon 'cause my ego inflated
When I blew; see, but it was confusing
When I blew; see, but it was confusing
Şöhret beni bir balon yaptı çünkü egom şişirilmişti
Patladığımda ortaya çıktı ama kafa karıştırıcıydı
Aslında insanın iyi mi kötü mü bir rapçi olduğunu anlaması için bazı testler var; mesela iyi bir rapçi daima Amerikan Güneylisi aksanı bilmelidir yeri geldiğinde zenci olabilmelidir. "it's underground mah nigga, we the dope" diyebilmelidir. Dope kelimesine özel dikkat rica ediyorum, dope demeyen adam rapçi olamaz, sahtekardır.
Ironic 'cause I think I'm getting so huge I need a shrink
I'm beginning to lose sleep: one sheep, two sheep
Going cuckoo and cooky as Kool Keith
But I'm actually weirder than you think
'Cause I'm
I'm beginning to lose sleep: one sheep, two sheep
Going cuckoo and cooky as Kool Keith
But I'm actually weirder than you think
'Cause I'm
İronik çünkü o kadar büyüyorum ki bir psikoloğa ihtiyacım var
Uykularım kaçıyor: bir koyun, iki koyun
Kool Keith'e dönüşüyorum(burayı da böyle çevirem artık)
Ama aslında düşündüğünden daha garibim
Kool Keith denen arkadaşın DID olarak bilinen benim her fırsatta anlattığım Dissosiyatif Kişilik Bozukluğu var. Bu da çoklu karakteri olan bir kişi demek oluyor. 50'nin üzerinde karakteri varmış. Dr. Ultra, Black Elvis, Dr. Octagon, Crazy Lou bunlardan bazıları. Eminem burada çoklu karakteri olduğunu söylemiş ki zaten Slim Shady, Marshall, Eminem de karakterleri.
Şimdi Eminem diyor ki ben Rap'in Tanrısı Eminem'im. Herkes "evet tabii ki öyle yaşasın Eminem vuuuu" diyor. Bu da Slim Shady diyor, herkes "Slim çılgının teki dostum, çıldır Shady yihaaa" diyor. Ben hala Marshall'ım ve şöhret aptalca deyince de herkes "of tabii ki haklısın ağlayacam şimdii .s.s" diyor.
Ama ne zaman ki biri çıkıp "hey Eminem'in çoklu karakterleri var akıl kontrolü yapıyorlar" dese yine aynı kişiler ona derler ki "bu illuminati denen saçmalığı kapatsanız artık .s.s". Ha Eminem deyince havalı ama iş ciddiye binince Eminem'in dediklerini bile saçma sayabiliyorsunuz. O halde sadece havaya girmek için yaşayan ortam adamlarısınız, gerçek hayat hakkında en ufak bir fikriniz bile yok. Mutlak monarşi kötü bir şey diyorsunuz ama "onlar kral ve kraliçee ♥ " tarzı garip methiyeleri demekten de geri kalmıyorsunuz. Şimdi bunu duysalar o lafın gelişi derler. Bu laf da bir türlü gelemedi nedense, neyse. (burada mutlak monarşi hakkında yorum yapılmadı.)
Bu sahne de bitince asansör hareket ediyor alt kata iniyor.
Lose Yourself'e varıyor. Buraya dikkat. Şarkı sözlerine bakalım.
No, I ain't much of a poet but I know somebody once told me
To seize the moment and don't squander it
'Cause you never know when it all could be over tomorrow
So I keep conjuring, sometimes I wonder where these thoughts spawn from
Hayır ben şairane biri değilim ama bir keresinde birisi bana demişti ki
Anı ele geçir ve israf etme,çünkü yarına işler nasıl olur asla bilemezsin
O yüzden efsunlamaya devam ediyorum,
Bazen bu düşünceler nereden yumurtluyor diye merak ediyorum
Nasıl olur da bir rapçi şairane değilim der sayfalarca kafiye yardırdıktan sonra? Eminem bazı röportajlarında uyuşturucuyu bıraktıktan sonra nasıl rap yaptığını ve şarkı yazdığını unuttuğunu söylemiş. Bu da yeni bir karakterin belirtisi. Ki "birisi" diye bahsettiği kişi de eski kendisi. Lose Yourself'te ana hakim olup inisiyatif kullanmakla ilgili şeyler söylüyordu Eminem. Yani farklı karakterler olduklarını buradan anlıyoruz.
Daha da ilginci şarkıdaki favorim burası, zaten şarkı güzel değil. Biraz pop kaçmış bence, bir 3 a.m. ya da Beautiful değil. Neyse, efsunlamak diyor Eminem. Sonra ne oluyor?
Yeah, ponder it, do you want this?
It's no wonder you're losing your mind, the way it wanders
It's no wonder you're losing your mind, the way it wanders
Evet iyice düşün bakalım, bunu istiyor musun?
Böyle yolunu kaybettiğinde aklını kaçırmak çok da ilginç değil
Burayı şarkıda şeytani sesle söylüyor Eminem. Tıpkı My Darling şarkısı gibi, yeri gelmişken ikinci analizimi o şarkıya yapacağımı da beyan edeyim. Gelgelelim bu demonik sesi Eminem çağırıyor. Çünkü efsunluyorum diyor, ruh çağırıyorum diyor. Gelen cin de ona diyor ki "şaşırmaya gerek yok, bunu sen yaptın düşün de anlarsın". Yüzü de bir hallere giriyor, iyice demonik algı oturtulmuş.
Sonra düştüğünü görüyor. Bu da ölüm kısmı.
Ölümle korkutulduğu kısım.
Rihanna, Man Down klibinde yaptığı gibi yine nefesini üflüyor. Bu ruhun sembolik gösterimi. Eminem ölümle korkutulduğu için Rihana da bu tehdidi bu şekilde sembolize ederek göstermiş.
Ölüm tehdidinden sonra ise renkli hayatı gösteriyor ona programcı. Bu programcının Eminem'e "Sahnede her taraf rengarenk, Elton John'la bile sahneye çıkabilir, şarkılarını söyleyip eğlenebilirsin. Neden böyle bir hayatın olabilecekken itaatsizlik edip ölüm tehdidi almak zorunda kalasın ki?" deme şekli.
I need an interventionist
To intervene between me and this monster
To intervene between me and this monster
And save me from myself and all this conflict
Bir arabulucuya ihtiyacım var
Bu canavar ile benim arama müdahale etsin diye
Beni kendimden ve bu çatışmadan kurtarsın diye
Peki canavar kim o zaman? Çoğu kişi klibin altına yorum yazmış hani canavar diye. Efsunluyorum dediği yerdeki demonik sesle konuşan kişi canavar. Aslında gösteriyor ama anlamıyorsun çünkü canavar Eminem'in içinde. "Beni kendimden kurtarsın" diyor. Bu da bu anlamı pekiştiriyor.Ayrıca eğer canavarı şöhret ya da uyuşturucuda arayacaksak bulamayız. Çünkü baştaki televizyonda geçen kelimelerde zaten şöhret ve bağımlılık geçiyordu. Bunlar bütün değil, bütünün parçaları. O zaman şiddet veya aile de canavar olabilirdi. Değil işte, demonik ses girdikten sonra canavar ve ben diyor. Çok belli.
Bu arada daha önce birçok kez söylediğim I & I yani ben ve ben inancı bu dizelerde mevcut. Beni kendimden kurtarsın derken ben ve ben anlayışını da göstermiş oluyor. Bu da o demon yani cin demek oluyor.
Keep knocking, nobody's home, I'm sleepwalking
I'm just relaying what the voice in my head's saying
Don't shoot the messenger, I'm just friends with the
I'm just relaying what the voice in my head's saying
Don't shoot the messenger, I'm just friends with the
OKB'm beynime saldırıyor
Kapıyı çalmaya devam ediyor, evde kimse yok, uyurgezerim
Kafamdaki sesin söylediğini tekrarlıyorum
Elçiye zeval olmaz, ben sadece arkadaşıyım
Eminem'in OKB'si yani Obsesif Kompülsif Bozukluğu var, bilmiyorsan araştır yine de ama kısaca takıntıların insanı deli gibi etmesi diyeyim. Evde kimse yok derken boş hissetmesinden bahsediyor. Biz Türkçe'de dünyadan kopmak deriz ya o manada kullanılmış. Yani Eminem o anda kendinde olmuyor. Uyurgezer gibi ne yaptığının farkında değil, yaptığı fiilleri yapan ise o anda ona hükmeden demon oluyor. 3 a.m. şarkısında da aynı tema fazlasıyla var. Orada da birilerini öldürüyor ama farkında değil. Sen klibi izlerken kurgu sanıyorsun "çılgınsın Em' manyaksın yehuu" diyorsun ancak onların hepsi gerçek. Acı son.
Bu yüzden de elçiye zeval olmaz diyor çünkü kendisi burada elçi olmuş oluyor. Suç onun değil ki o farkında bile olmuyor. Ben sadece canavarın arkadaşıyım diyor. Şimdi canavarın kim olduğunu çok çok daha net anladık bence.
Karakterlerden birisinin saklandığı yere doğru ilerliyor.
Karakter sarışın demek ki Marshall değil. Eminem ya da Slim Shady.
Kafesteki karakter(alter) ona kağıtlar atıyor. İlk başta acaba kontrat falan mı diye düşündüm. Sonra 1080p'de yakınlaştırdım ve üstünde rastgele yazılar yazılmış olduğunu gördüm. Sanırım şarkı sözleri çünkü Eminem'in buna benzer şarkı sözü yazdığı kağıtlar var. Dedim ya bir dönem nasıl rap yaptığını ve şarkı yazdığını unutmuş diye, hah işte demek ki bu alteri sözleri yazmaya yoğunlaşan alter.
Aslında kendisinde zaten rap yeteneği var ama karakterlerini böldükleri için her karakter başka bir şeye odaklanıyor. Rap yeteneğini arttırmak için de bazı uygulamalar yapıyorlar. Mesela elektroşokun böyle bir etkisi var. Başın hangi bölgesinden elektriği verirsen ona göre bir reaksiyon oluşuyor. Mesela sadece sağ loba elektrik verirsen sözel zekayı beslemiş olacağından Eminem daha yoğun rap yapar. Aynı şekilde bir mühendise sol lobdan elektrik versen o da hesaplamasını üst düzeyde gerçekleştirir. Bu metoda unilateral elektroşok denir.
Neyse sonra Eminem cebine kağıtları sokuyor ve basıp gidiyor.
Demin dedim ya Eminem programcının istediği kıvama geldi diye, hah işte kafesteki karakterinin haykırışını takmayıp onu orada bırakıyor ve gidiyor. Çünkü ölüm tehdidi kötü, şöhretin renkli yüzü hoş geldi. Gökkuşağının sonuna gitmek de bu değil midir zaten? Zevke doğru ilerlemek. Eğer kafestekini kurtarmaya çalışsaydı o adamlar onu kurşuna dizerdi. Yoluna devam etti, bundan kimsenin haberi olmadı ve dünya bir kez daha kurtuldu.
Tabii kafesteki kim, giden kim bu da merak ediliyor. Bence kafesteki Slim. Öyle bir izlenim uyandırdı bende. Şimdilik kafeste, ona ihtiyaç olduğunda dışarı çıkarıyorlar ortalığı birbirine karıştırıp tekrar kafese dönüyor. Hem Slim deli olan karakter, uç noktalarda o yüzden o kafese kapatılmış. Ve başta televizyonda hızlıca geçen The Eminem Show yazısını hatırla, bu program Eminem karakteri için düzenleniyor şu anda.
Tabii bizim bilmediğimiz başka bir karakter de olabilir. Genelde kölelerin 3 ana karakteri olur. Eminem - Slim Shady - Marshall bu üçlemeye cuk diye oturuyor. Ama detay köleler de var. O yüzden kesin sonuca bu kadar bilgiyle varılamaz. Zaten kim kafeste kim özgür ne önemi var, arkasını dönüp giden kölenin alası çünkü zihni köle.
Neyse biraz da Rihanna'nın nakaratına bakalım.
[Rihanna:]
I'm friends with the monster that's under my bed
Get along with the voices inside of my head
You're trying to save me, stop holding your breath
And you think I'm crazy, yeah, you think I'm crazy
Well, that's nothing
Ben yatağımın altındaki canavarla arkadaşım
Kafamın içindeki seslerle anlaşmaya çalışıyorum
Beni kurtarmayı düşünüyorsan elini ardına koyma
Bir de deli olduğumu düşünüyorsun, evet, deli olduğumu
Bu daha hiçbir şey
Canavar dediği demonla arakadaş tıpkı My Darling'in sözlerinde geçen arkadaşlık gibi. Bunu orada çok iyi anlatacam. Şimdilik hızlı geçiyorum. Kafamın içindeki sesler diyor ya işte şöhret bu yüzden canavar olamaz. Şöhret sana kafanda gaipten sesler duyurmaz.
Vee, ünlüleri kurtarmak isteyen merhametli hayranlara da sıradaki mısra gelsin. Onu kurtaramazın. Ancak deprogrammingle olacak iş bu, o da %100 işe yarıyor mu belli değil. Yarasa bile Rihanna'yı ya da Eminem'i bırakmazlar ki deprogram olsun. Köleler bir süre sonra işkenceden hoşlanır hatta. Bu zihnin acıyı görmezden gelmesini sağlar. Örneğin Rihanna'nın S&M'i:
Feels so good being bad
There's no way I'm turning back
Now the pain is my pleasure
Cause nothing could measure
Love is great, love is fine
Out the box, out of line
The affliction of the feeling
Leaves me wanting more
There's no way I'm turning back
Now the pain is my pleasure
Cause nothing could measure
Love is great, love is fine
Out the box, out of line
The affliction of the feeling
Leaves me wanting more
Kötü olmak çok iyi hissettiriyor
Asla geri dönemem
Artık acı benim zevkim
Çünkü hiçbir şey bununla ölçüşemez
Aşk harika, aşk iyi
Akla hayale sığmayan, sıra dışı
Hissin verdiği ızdırap
Bana daha da fazlasını istettiriyor
Sonunda işkence çeke çeke hoşlanmaya başladı. Artık sorun değil, en azından kendini öyle inandırmış. Çünkü geri dönüş yok, bundan kaçış yok. O halde hoşlanmak zorunda kafayı sıyırmamak için. Kelime oyunlarıyla zıtlık yaparak farklı anlamlar çıkarıyor. (bunu da ona programcı öğretiyor tabii) Mesela kötünün iyi olması. Bu iyiyi de kötü yapar. O halde istenilesi olan şey "kötü" dür. Bu anlam çıkar. Bu temalı bir reklamı bile var Rihanna'nın. Orada akıl kontrolünde olduğu çok açık.
Acının zevk olması. Halbuki acı acı verir, zevk de zevk verir. Ama eğer acı fazlaysa ve kurtulamıyorsan ondan zevk aldığını düşünürsün. İşte insanlar böyle böyle psikopat olabiliyorlar. Izdırap yani acı çektikçe acı çekesi geliyor. Yani acıdan ciddi ciddi hoşlanıyor. Zaten tam anlamda inanmasa acıyı zevk olarak göremez.
The Monster'ın liriklerine geri dönecek olursak şarkı diyor ki sen şimdi benim deli olduğumu düşünüyorsun değil mi? Daha hiçbir şey görmedin. Çünkü sen sadece kameraların çektiği görüntüyü gördün. Gerçek hayatı değil. Sana kötülüğü göstermezler, gösterseler de sempati besleterek ya da korkutarak gösterirler. Onların tarzı bu.
Evet, şimdi de hava durumu.
Bu insanoğlu denen varlığı çözmek ne mümkün. Ne mümkün. Neyin mümkün olduğunu bilmiyorum. Ama neyin saçma olacağını görüyorum. Çok gelen bir soru var, bu ünlüler akıl kontrolünde olsa bile bizle ne alakası var? Bize akıl kontrolü nasıl yansıtılıyor şimdi size bunu göstereceğim.
Eminem'in 3 a.m. klibinin altındaki yorumlar örneğin.
"Çok fazla illumination var amma şarkı çık gızil qalpqalp"
Bir kere illuminati bir kuruluş senin dediğin illumination aydınlanma oluyor. Bir klipte Türk Dil Kurumu değil, Türkçe olur. Aynı bunun gibi bir klipte de illuminati olmaz, akıl kontrolü olur. Mk-Ultra dese anlayacağım.
Hadi onu da geçtik böyle sapkın bir şarkıya bunu bile bile seviyorum demek de Zayn'ı böyle kabulleniyoruz demek gibi. "Böyle kabullenmek" de ne oluyorsa artık hahaha. Tamam bir şarkı olarak güzel de ne anlattığını anlasan kalp koymazdın.
Biri de demiş ki illuminatinin var olduğuna inananlar paranoyak falan. İşte dostum buna kibir deriz.
Ve illuminati vardır. 1776'da soldaki eleman Adam Weishaupt tarafından kurulmuştur. Hatta Goethe gibi meşhur üyeleri de vardır. Leonardo da Vinci de Sion Tarikatı'nın üstadıydı. Oturup da tarikat tarikat saymayayım şimdi. Bunların hepsi gerçek olan şeyler. Biz oturup da uydurmadık. Hadi diyelim uydurduk nasıl her seferinde çok uyumlu bir düzende çıkabiliyor? Hareketleri manalara göre nasıl uyduruyorlar bunu açıkla ben de blogu sileyim. Nasıl şiddet içerecek yerde yumruk kullanıyorlar? Nasıl handler'ı gösterdiklerinde numaralı gözlük takıyor? Nasıl DELTA programını gösterdiğinde pembe-yeşil renk kullanılıyor? Her seferinde? Her alakasız kişide? Ama açıklayamazsın çünkü örgütün varlığı gerçek. Zaten sorgulayan hep suçludur. Koyunsan rağbet görürsün.
Bu adamın amacı da tüm monarşik yönetimler ve dinin ortadan kaldırılmasıydı. Monarşiler kalktı şimdi sıra dinde. Aaa ama illuminati yok ya monarşiyi halk kaldırdı canım. Halkın gücü yaşasın. Koyun olduğunu bilmeyen koyun arıyor bu adamlar. Buluyorlar da.
"Seni din kör etmiş hmm"
Halbuki dini tek bir şey söylememiş. Ben de Dominic'le aynı şeyi söylüyorum ama Dominic büyük ihtimalle Hristiyan şimdi onu kör eden din beni de mi kör etti? Ben Müslüman'ım? O halde bu ne biliyor musunuz, dinlerin gerçekten de afyon olduğuna halkı inandırma edebiyatı.
Valla benim dinim beyaz gözlüler cinlenmiştir demiyor. Bunu ben araştırıp öğrendim, CIA'in deneyi bunlar. Ayrıca antik Kabalist uğraşılar. Senin gözünü bırak dini asıl sen kendin kör etmişsin. Ben kimseye aç gözlerini gerçek aydınlık burada demiyorum. Ben diyorum bak ben bunları bunları diyorum. Al evde dene, beğenmezsen değiştiririz.
Hem zaten Allah peygambere demiş seni kimseye bekçi tutmadık. Uyarırsın geçersin. Bu kadar. Gün geçtikçe benim de bazı fikirlerim değişiyor. Artık kimseyi akıl kontrolüne inandırmak zorunda değilim. Zaten baksana apaçık Dominic gibi konuşursan deli veyahut din tarafından kör edilmiş oluyorsun. Benim dinimin kitabında sürekli tekrarlanan bir şey var "düşünmüyor musunuz?". İslam cahillerin dini de değil. Ben ilk Kuran'ı açıp okuduğumda düşünerek bulduğum bazı şeyleri orada bulduğum için çok mutlu olmuştum. Çünkü boş bir şeye inanmıyordum. Diğer dinleri de araştırdım Allah'ın varlığı hakkında da sorgulama yaptım. Ve İslam'da karar kıldım. Ancak bu burada İslam İslam İslam diyeceğim anlamına gelmiyor. Benim dinim bana.
Hem ben Şinto da olsam akıl kontrolünü burada anlatırdım. Çünkü bu insani bir şey. Dünya çapında kör edici bir organizasyon. Evrensel bir şey ve aklımda tek bir şey vardı bu blogu açarken, insanlar bunu bilmeli. Böylece deney fareleri gibi bizimle oynamalarına müsaade edemeyiz. Kuklalarla günbegün vakit geçirip seyirci olup sisteme köle olamayız. O yüzden herkes kuklacıyı vuracak, vurmalı.
Eğer sen de artık bir köle olmak istemiyorsan buna bir dur de. Ama sokağa çıkıp pankarta dur yazarak değil. Kendinden başlayacaksın. Kendini eğiteceksin. Çok oku, o kadar çok öğren ki hep ne kadar cahil olduğunu anla. Kendini incele. Kendini düzelt. Bu kolay değil ama imkansız da değil. Hayatın asıl eğlencesi de bu işte. Ana sıkışmak değil, anın kontrolünün sende olduğunu bilmek.
Benim inancım İslam'da insanlar öfkelerine yenik düşmez. Seni sinirlendirecek bir şeyle karşılaştığında durup gülümsemeyi öğretir. Bunun Allah'tan gelen bir imtihan olduğunu bildiğin için o an eline geçen fırsattan istifade edip itidalli davranabilmeyi öğretir. Hayatın her anından zevk alırsın. Darağacına bile gülümseyerek gider Müslüman çünkü o an zindandan çıkacağını bilir. Bu yüzden ölümden korkmaz ve ölümden korkmadığı için hayatı da korkusuzca yaşar.
Ben İslam'dan bunu anlıyorum, Allah'ın bize anlattığı da bu bence. Ve ben her gün öğrene öğrene öleceğim bir gün. O zaman bir insan gibi yaşadığıma emin olabilirim.
İşte bunlar benim düşüncelerim. Uçup gideceklerine burada yazılı dursunlar. Belki bir gün birinin ihtiyacı düşer.
Yazının sonuna geldik, bir sonraki kısımda yine Eminem'e bağlanacaz.